Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

tanrı ve peygamber kişileri toplumun hafızasına kazıyarak toplumu kişici yapma
eğitimidir. Türkiye’nin her kesiminin önderleri, bir taraftan topluma kişicilik
aşılayıp toplumun aklını birine ipoteklemesini istiyor -Dinsel kesim Tanrıya ve
peygambere, Atatürkçü kesim Atatürk’e- diğer taraftan toplumun tarikat ve
cemaat şeyhlerine bağlanmamasını istiyorlar. Bu hem çelişkidir hem de istenen
sonucun alınması imkansızdır. İnsanı, aklını Tanrı, peygamber ya da Atatürk gibi
bir kişiye ipoteklemeye alıştırınca insanlar bu akıl ipoteklemesini başka birilerine
de yapacaktır.


“Toplum hem kişici yetiştiriliyor hem de şeyhlere gitmemesi isteniyor.
Bu, çağımızın devlet sisteminin kabul edemeyeceği bir yaman çelişkidir.”


Televizyonlardaki tartışmalarda konuşmacıların çoğu akademisyendir ama
akademisyen olmayan diğer konuşmacılardan objektiflik bakımından bir
farklılıkları yoktur ve kişici-sübjektif konuşuyorlar. Arada biraz objektifliğe
gidenler olunca moderatör, birilerine dokunacak ve dolayısıyla mamadan yoksun
olacak düşüncesiyle, hemen devreye giriyor ve “Derine gitmeyelim,” diye
uyarıyor. Sorunlara ve konulara alt düzey olan kişici avam düzeyiyle bakmak,
hiçbir sorunumuzu çözmez. Zaten konuşmaların amacı, sorunlarımızı çözmek
değil, vakit soldurup toplumu sömürmektir. Aynı sorunları her gün konuşarak
sömürmeye devam edebilmektir. Çağımızda elinoğlunda bir sorun üzerinde
onlarca filozof düşünmekte, sorunun her bir ögesi için yüzlerce sayfa irdeleme
yapmaktadır. Sonuçta işte bizde olan problemlerin yüzde doksanı onlarda yoktur.
Şimdi bir olayın köküne inilmeden hastalığın teşhisi yapılamaz. Teşhis
yapılmadığında tedavi yapılamayacaktır. İşte ülkemizin 21. asırdaki hali budur.


KİŞİCİ OLMANIN NEDENLERİ
Antropolojik Neden
Kişiciliğin ilk kaynağı, ilkel babalık yetkisi (patria potestas) sistemidir. Bu
sistemde çocuklar, babanın malı görülüyordu. Bu anlayış çağımıza kadar her
alanda genişleyerek sürmüştür. Nitekim çağımıza kadar; kabile kabile şefinin,
derebeylik derebeyinin, çocuk ebeveynin, karı kocanın, yönetilen yönetenin malı
idi. Kişicilik anlayışı, insanlığın MÖ 10.000’lerde ulaştığı Tanrısal düşünüşle
dinlerde de egemenliğini kurmuştur. Tanrısal düşünüşte sadece “kim” sorusu ve
onun cevabı vardır. Ne ve nasıl soruları yoktur. Evreni kim yaptı? sorusunun
cevabı, Tanrı olmuştur.


Lojik Neden
Kişinin kendi aklını kullanabilecek yetkinliğe ulaşamamasıdır. Kişi, kendisi
kullanamadığında aklını bir kişiye ipotekleyerek yaşamını yaşayabilir. Kant’ın,
“Kendi aklını başkasına ipoteklemeksizin, kullanma cesaretini
göstermektir,” çözümlemesi bu konudaki tek çıkış yoludur.


Dini Cemaatler
Bireylerin akıllarını kendi kullanamamaları durumu, şeyhin liderliğinde dini
cemaatçiliği doğurmaktadır. Dinsel cemaatlere itibar edilmesinin nedeni din
değildir, çünkü dinin böyle bir emri olmadığı gibi, bunu yasaklamaktadır da.
Cemaatlere itibarın nedeni, bireylerin kendi akıllarını kullanamamaları ve bunun
sonucu olarak kendi başlarına yaşayamamaları nedeniyle “grup dayanışması”dır.


Dinsel cemaat meselesi bir teolojik mesele değil, antropolojik ve sosyolojik bir
meseledir. Çağımızın kompleks, karmaşık ve girift hayat yapısından kaçıp,

Free download pdf