Kanımca sonrası Sasani ve Roma mülk/devlet/imparatorluk düzeninin kılıf
değiştirmiş tekrarından başka bir şey değildir...
Tekrar köle ve cariye sahibi olma yarışına girdiler.
Uçsuz bucaksız mal sahibi olma üstünlük ölçüsü ve fütuhat hırsı haline geldi.
Zenginler ile yoksullar arasındaki uçurum büyüdükçe büyüdü. “Son hak din” dahi
buna engel olamadı...
Peki, dinin teorisinde mi bir sorun vardı yoksa onu anlayan zihin mi sorunluydu?
Tabi ki ikincisi...
Bugün BM verilerine göre yeryüzünde 1 milyardan fazla insan sokaklarda aç
dolaşıyor. Allah bugün peygamber gönderse ilk ve esas mesele olarak yine
buradan başlayacaktı. “1 milyar insan hangi suçundan dolayı aç?” diye soracaktı.
“Tevhid ve şirk bununla ilgili değilse nedir?
Özellikle ilk 23 sure başta olmak üzere tüm Kur’an’ın mülke bakışı bunun apaçık
kanıtıdır. Sürekli olarak verme (infak) emrediliyor, biriktirme, yığma (kenz)
yeriliyor. Kur’an’ın tek bir yerinde bile mülk biriktirmenin övüldüğünü görmedim.
Dinin teorik içeriğinde bir sorun yoktur.
Öyleyse bu Kitap ezberlenerek, aynlar patlatılarak mehcur bırakıldı!
Duvarlara asılarak, tapınaklarda inletilerek, duvarlara, sütunlara, mezar taşlarına
okunarak terk edildi.
Kitabın ilk ve esas konusu olan mülk meselesi neredeyse bütün dini guruplar,
cemaatler, mezhepler, tarikatlar tarafından unutuldu, yok hükmünde sayıldı.
Hala öyle...
Onun için ta Ebuzer’den beridir fena bozulmaktalar...
Gayet sevimsiz, sıkıcı ve çuvaldız gibi içe batıcı bulmaktalar.
Eh, siz Kitap’ı terk ederseniz o da sizi terk eder!
Bakınız, cennetle müjdelenen on sahabe (Aşere-i Mubeşşere) içinde ilk üçü hariç
(Ebubekr, Ömer, Ali) hepsi toprak ağası oldu.
Öldüklerinde geride en küçüğünün binlerce dinar mülkü vardı. Sadece birisine
700 köyden haraç geliyordu. Din-u devlet faaliyetinin sonucu böyle mi olmalıydı?
Nasıl Harun gelip Karun oldular? Neden Peygamberimiz olmadı, Ebubekr, Ömer,
Ali olmadı da onlar oldu?
Öteden beri hep merak ederim neden cennetle müjdelenen on sahabe içinde tek
bir yoksul sahabe yok?
Ebuzer nerede? Ammar? Bilal nerede? (Çünkü o liste uydurmadır; “Mevzu”)
Demek ki en önce din-u devlet tefessüh etti, mülk-i millet bozuldu!
İslam işte ilk buradan yıkıldı!
Mülkten kaybettik ilk önce mülkten!
MUCİZE: Mülkte cahiliye anlayışına geri dönüş Müslüman’ın eşya ile ilişkisini yani
ontolojisini bozduğu gibi, mucize zihniyeti de epistemolojisini bozdu.
Yani bilgi kaynakları dumura uğradı. Gözler, kulaklar, kalpler mucizeye,
kehanete, keramete ve intizara (bekleyişe) alıştırıldı.
İnsana, tarihe, hayata ve tabiata yabancılaşıldı. O eski “büsbütün dini dünyaya”
geri dönüldü.
Çünkü Yahudilerin kehanet, Hristiyanların mucize, Mecusilerin bekleyiş (intizar),
Şamanların gök tanrı, ruhlar, mezarlar ve atalar zihniyeti her yanı sardı.
Dini dünya bunlardan ibaret hale geldi.