Kuran Kıssalarından Ne Anlamalıyız

(Arzum) #1

Gassilin elindeki meyyit gibi Hint gurularının ayağını yalamak ya da şeyhlerinin
haremine girmek için sıra bekleyen akılsızlar işte bu narkozlanmış dinî zihnin
ürünüdür.


Böyle olunca peygamberler harikalar diyarında dolaştırılır. Gerçek hayata paralel
halisinasyonik bir dünya kurulur. Halbuki var olan hayat ve yaşayan tabiata
paralel cinlerden, meleklerden, şeytanlardan, ruhlardan, ifritlerden, nuranî
varlılardan oluşan ayrıca bir dünya yoktur.
Allah melekelerini (gücünü, kudretini) bu paralel ruhani dünyada değil;
gözümüzün önünde yaşayan gerçeklikte; yerlerde ve göklerde gösterir. Güneşle,
ayla, yıldızlarla, denizlerle, ırmaklarla, geceyle, gündüzle, ağaçlarla, kıtalarla,
bitkilerle, 1 milyon canlı türüyle vs. gösterir, gösteriyor. Kur’an işte buna
“göklerin ve yerin melekûtu” diyor.


Cinler (daha göremediğimiz türler, varlıklar), şeytanlar (kötülük hırsları, dürtüler)
ve melekler (tabiat güçleri) hepsi buradadır.


Keza Allah yepyeni alemler yaratmaya kadir olduğu için ileride ölüleri diriltecek,
kıyameti koparacak, cenneti ve cehennemi kuracak, defterler açılacak, hesap
günü gelecek ve ahiret hayatı yaşanacaktır. Buna da Kur’an yeniden yaratılış
(halk-ı cedid) diyor. Biz buna iman ederiz, ispatı ile uğraşmayız, bilimin konusu
yapmayız. İslam imanı, maneviyatı ve ruhaniyatı yalnızca bu olmak icap eder.


Bunun dışında Yahudi kehanetlerinin, Hristıyan mucizeleştirmelerinin, Mecusi
bekleyişlerin bu dinde yeri yoktur. Onlar o eski “büsbütün dini dünyada” kaldı.
İslam’ın dini dünyaya getirdiği reformun ve eski dünya ile yeni dünya arasında
duran misyonunun asıl burada ortaya çıktığını artık görmeliyiz...


MEVZU: Vazolunmuş/uydurulmuş rivayetler demektir. Bununla şu an tefsir, fıkıh,
siyer, tasavvuf, kelam özellikle de hadis kitaplarına sızmış, medreselerde,
dergâhlarda, cemaat mahfillerinde, şeyhlerin sohbetinde, vaizlerin dilinde
anlatılıp durulan ve asla sorgulanmayan Diyanet’in mevzu hadisler kitabına göre
de mevzu (uydurulmuş) 200 bin küsur hadisi kastediyoruz.
Mülk anlayışıyla eşya ile mucizeleştirmelerle bilgi ile ilişkisi dumura uğrayan
Müslümanın, bu uydurmalarla da peygamberle ve sosyal hayatla ilişkisi
mahvolmuştur.
İslam üçüncü olarak da buradan yıkılmıştır.
Öyle ki “Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun/ Yıktın da dini mübini yeni bir din
kurdun.” diyen Akif bile, görüldüğü gibi bu yolla “yeni bir din kurulduğundan”
bahsetmektedir.
İş durum bu kadar vahimdir.


Demek ki “Gâle Rasulullah” (Allah’ın elçisi dedi ki) diyerek kurulan bir “herze-i
din” den rahatlıkla bahsedebiliriz. Farsça’dan dilimize geçen herze boş laf, lakırdı,
saçmalık, saçma söz, uyduruk manasındadır. Bu durumda “herze-i din”
peygamberin ağzından uydurulmuş, akıl dışı, absürd, saçmalıklar dini demek
oluyor. Bunlarla dinin yüzü “çehre-i memsuh” (çirkin bir yüz) halini almıştır.
“200 bin uydurulmuş hadis” fazla abartılı gelmesin. İmam Buhari’nin
kitabına aldığı 7145 hadisi 600 bin (tekrarları ile beraber olmalı) hadis arasından
seçmiş olması herzeliğin ne boyutlarda olduğunu göstermesi bakımından
çarpıcıdır. Demek ki Buhari söylentiler halinde dolanan 592. 855 hadisi inkar
etmiş! Çok da iyi etmiş. Kanımca Buhari böyle yapmakla kurulmaya çalışılan yeni

Free download pdf