Kuran Kıssalarından Ne Anlamalıyız

(Arzum) #1

yüceltirse, şüphesiz ki bu kalplerin takvasından (Allah’a karşı gelmekten
sakınmasından)dır. “ (Hac; 32)
DOĞRU: “Bu böyledir. Her kim Allah’ın sembollerine saygı gösterirse,
kalbinde sakınma duygusu/Allah bilinci var demektir.” (Hac; 32).
Tefsiri: Burada da ilk meallendirmede geçen parantez içindeki
‘kurbanlıklarını’ ifadesi orijinal Arapça metinde yine yok. “Allah’ın şiarları”
kavramı kurbanlıklar diye yorumlanarak metne dahil edilmiş. Oysa “şiar”ın
ne olduğu tefsirde açıklanmalıydı. Biz açıklamışız: Şiar Sözlükte “fark
etmek, hissetmek, duyumsamak” demektir. Fark etmek, hissetmek,
duymak (şu’ûr), duyuru (iş’âr), bilinç altı (tahte’ş-şuûr), slogan, amblem,
sembol, simge (şi’âr), şiarlar, semboller, simgeler (şeâir), mani, halk
ezgisi (şi’run şa’biyyu), saç, kıl, tüy (ş’ar), duygu, şuur, bilinç, sansasyon
(şuûr), duygu, his (meş’ar), şiir okumak (şi’ran) kelimeleri bu köktendir...
Demek ki şiarlar, şuûrun (bilincin) yansımalarıdır. Bunlar bir yapıya,
binaya, yeryüzüne dikilmiş bir anıta nispet edilince bir şuurun, bir bilincin,
bir fark ediş, hissediş ve duyuşun sembollerine dönüşürler. Bu anlamda
örneğin Kâbe, Allah’ın bir şiarı, sembolüdür. İman edenlerin kalbinde bu
yapının çok farklı bir anlamı ve önemi vardır. Aynı şekilde Safa, Merve,
Say, Tavaf, Meş’ari Haram, Mina, Müzdelife vs. bütün bunlar Allah’ın
şiarlarıdır ve sembolik derin anlamları vardır. Her kim bunlara gereken
saygıyı gösterir, bunların mana ve önemini kavrarsa kalbinde bir bilinç, bir
şuur, bir duygu ve hissiyat taşıyor demektir. İşin şuurunda, bilincinde
demektir. Başkaları için bunlar sıradan binalar, taşlar ve hareketler olarak
görünebilir. Ama iman edenlerin kalplerinin derinliklerinde bir şuurun veya
bilincin ifadesi olarak yaşarlar. Ayette kastedilen de budur.


YANLIŞ: “Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar
vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kâbe)’dir.”
(Hacc; 33)
DOĞRU: “Sizin için onlarda belli bir süreye kadar faydalar vardır. Dahası
onlar yeryüzünün en eski anıtının anlamını açıklarlar.” (Hacc; 33).
Tefsiri: Görüldüğü gibi bu seferde ayette geçen “mahill” ifadesi
“kurbanlık” olarak çevirilmiş. Parantez içinde kurbanlık kelimesini
sokuşturmak yetmiyormuş gibi “şiar”, “mahill”, ileride gelecek “nüsuk”,
“hedy”, “behimetu’l-en’am” hepsi de dümdüz edilerek “kurbanlık” olmuş
(!).
Bu ayette geçen “mahill” sözlükte “çözmek, açmak, indirmek” kökünden
gelir. Ayette harfi harfine; “Sonra onun ‘mahilli’ ‘Beyt-i Atik’edir.” şeklinde
geçmektedir. Çözmek, açmak, analiz etmek, tahlil etmek (tahlîl), yer
tutmak, bir yere indirme yapmak, bir yeri istila etmek, işgal etmek
(ihtilâl), meşru saymak, kendisine helal etmesini istemek (istihlâl),
çöküntü, çözülme, dejenerasyon (inhilâl), formül, çözüm, çare (hall),
çözülmüş, serbest kılınmış, meşru (helâl) işgal edilmiş, işgal altında
(muhtell), yer, mekan (muhill), semt, bölge (mahalle), bölgesel, yöresel
(mahallî) kelimeleri bu köktendir... Yukarıdaki ayette şeâirillah (Allah’ın
şiarları) denmesi haccın tüm imge, simge ve sembolleri manasında
kullanıldığını göstermektedir. Nitekim bazı müfessirler bu manada
yorumlamışlardır (Razi). Bu durumda ayette geçen mahill kelimesi

Free download pdf