önemli kılavuzlardandır. Onun hikmet mirasını anlamak ve
ona göre yaşamak, beşeriyet seviyesine düşmüş insanı
yeniden insaniyet seviyesine çıkaracaktır.
d. İlim, Amel ve İrfan
Yesevî’nin hikmetlerde sıkça yaptığı vurgulardan bir tanesi
“ilim-amel”, “söylem-eylem” ilişkisidir. İlmin amelle buluş-
ması, Pîr’in dilinde şeker ve bal gibidir. Ondan tadanlar
nasıl mutluluk tebessümleri ederlerse, ilmini ameli için
vesile kılanlar, arık ilim makamından irfan makamına terfi
ederler. Gerçek âlim, ilmiyle amil olandır. Nihayetinde
hakiki âlim, irfan diyarında bir arife dönüşür (Çetinkaya
2016:76).
Allah diyen şeker ve bal hazırladı,
Âhirette Allah ile sevdâ eyledi,
Amel işleyen gerçek âlimi ârif kıldı,
Can ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.
(Divan-ı Hikmet: 79/127-128).
Yesevî öğretisinde iki tür ilimden söz edilmektedir: “İlim iki
incidir, beden ve cana rehber durur”. Buradaki can ilminin
içeriği metafizik ve ebedi hakikatlerdir. Yesevî düşünce-
sinde, canı besleyen ilim, marifet ve hikmet ilmidir. Bu
ilimle uğraşanlar gerçek âlimlerdir. Beden âlimlerine gelince
Pîr, onları zulmün temsilcileri olarak görür. Can âlimi,
Efendiler Efendisine “şah damarından daha yakın”dır
(Kenjatay 2003: 187).
İlim ikidir beden ve câna rehberdir,
Cân âlimi Hazret’ine yakındır,
Muhabbetin şarabından içer,
Öyle âlim, gerçek âlim olur dostlarım ey.
(Divan-ı Hikmet: 83/137).
60