- Ünite - Menkul Kıymet Yatırımlarında Davranışsal Faktörlerin Önemi 77
likten ayrıldığını ortaya çıkarmıştır. Bu ayrılma, duruma özel, kişisel ya da belirli kişilerle
ilgili olmayıp yatırımcıların çoğunluğunu ilgilendirmektedir. Daniel Kahneman ve Amos
Tversky gibi bilişsel psikologların, insanların karar verme süreçlerine ilişkin yapmış ol-
dukları birçok çalışmada, akılcılıktan sistematik sapmaların olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bilişsel psikoloji alanında, yargılama ve karar vermeye ilişkin Kahneman ve Tversky’nin
(1979), çalışmaları ekonomi ve finans alanında bir çığır açmıştır. Bu çalışma geleneksel
disiplinler arası bağlantı kurmanın da ötesine giderek, ekonomi ile psikoloji arasında bir
köprü oluşturmuştur.
80’li yıllardan başlayarak davranışsal finansın yeniden gündeme alındığı görülmek-
tedir. Özellikle, Etkin Piyasalar Hipotezi ve geleneksel kuramların açıklayamadığı piyasa
anomalilerini ortaya çıkartarak, bu kuramların yeterli olmadığı yönünde kanıtlar sun-
maktadır.
2002 yılı Ekonomi Nobel’i Davranısçı Finans’ın öncülerinden sayılan bir bilim ada-
mına verilmiştir. Daniel Kahneman, insan davranışı, beklentileri ve karar alma mekaniz-
maları üzerine yazdıkları ve sunduğu kanıtlarla finansın piyasa mekanizmasını anlamaya
çalışan bu yeni dalı için bir çıkış noktası oluşturmuştur. Ekonomi Nobel’ini alması kendi
deyimiyle davranışçı finansın akademi tarafından resmi olarak tanınması anlamına gel-
mektedir. Ödül bu yönü ile bu alanda çalışarak bir anlamda aykırı olmayı göze alan bir-
çok akademisyeni ve piyasa profesyonelini cesaretlendirilmiştir. Günümüzde, davranış-
sal finans hızla taraftar bulan ve çok sayıda çalışma yapılan bir alan olmakla kalmamış,
uluslararası düzeyde sempozyumlar, yüksek lisans ve doktora programlarıyla da finans
biliminde kendisine iyi bir yer edinmiştir.
Davranışsal Finansın Kapsamı
Yatırımcılar tarafından düzenli olarak yapılan akılla ilgili yanlışlıklar davranışsal finan-
sın alanına girmektedir. Davranışsal finans yatırımcıların duyguları veya şirketlerin temel
değişkenlerini incelemekten daha fazlasını yapmakta, beynin sorunları nasıl çözdüğü ile
ilgilenmektedir. Yatırımcılar, bazı konularda yanlış yapma eğilimindedirler. Davranışsal
finans; bilgisel piyasa etkinliğinden sapmaları piyasa oyuncularının tam rasyonel olmayan
davranışları ile açıklamaktadır.
Temelde davranışsal finansın ortaya çıkış gerekçesi, insanoğlunun her zaman rasyonel
olmadığı, dolayısıyla Etkin Piyasalar ve Beklenen Yarar Hipotezi gibi hipotezlerin geçerli
olmadığıdır. Piyasalarda pek çok anomali yaşanmaktadır. Bunun sonucunda, akılcı dav-
ranmayan yatırımcılar ellerindeki fonları yitirmekte ve piyasada doğal seçilim gerçekleş-
mektedir. Ancak, piyasada elde edilen sonuçların açıklanması için hâlâ akılcılık yaklaşı-
mından yararlanılmaktadır. Burada akılcılık iki faktöre bağlıdır: Bireysel yatırımcıların
akılcı davranması ve fırsat avcılığı şansının bulunması.
Davranışsal finans, insanların her zaman akılcı davranmadıklarını savunurken, insan
algısının yanılmaya eğilimli olduğu iddiasındadır. Örneğin aşağıdaki Şekil 4.1.’e bakınız.
İki çiçeğin ortasındaki dairelerden hangisi daha büyük gibi görünüyor? İnsanların büyük
çoğunluğu ilk çiçeğin ortasındaki daireyi daha büyük algılamaktadırlar. Oysa iki daire eşit
büyüklüktedir. Etraflarındaki dairelerin farklı büyüklükte olması bir algı yanılmasına yol
açmıştır.
2002 yılı Ekonomi Nobel’i
Davranısçı Finans’ın öncülerinden
sayılan bir bilim adamı olan Daniel
Kahneman’a verilmiştir.