Haydi yuvana, yavrucak;
O marifet yuvasıdır,
O fazilet yuvasıdır.
Orda fikrin uyanacak;
Orda kanat açacaksın.
Yükseklere uçacaksın.
Bu şiirin büyüsünü şu anda, benim
duyduğum hazla tadabilmek için, bu şarkıyı
hiç olmazsa bir kere söylemiş olmak
gerekirdi. Hele çocukluk günlerine karışmış
o bînbir hatıra içinden bu şarkı, kardeşliğe
ait bir musiki gibi sızıp gelirse, insan, kendi
küçük dünyasını kurduğu o hür ve o kadar
açık günleri bütün saatleriyle son ölçüsüne
kadar yaşar.
Biz o şiirleri ezberliyorduk, böylece dil,
türkçe -eşsiz ve ölümsüz türkçe — bu kere,
bizim küçük dünyamızı şakıyor, kendi zengin
hâzinesi için, bizi bu ilk parıltılarla, çok ışıklı
bir yıldız şölenine hazırlıyordu.
Türkçe, doğrudan doğruya bana, benim o
kadar basit ve o kadar karışık çocuk ruhuma
arkadaşlık edince ne kadar çok sevini-
yordum. Hatta, büyüklere karşı bir cins