alınmıştır. İnsan, artık başkasının mülkü olmaktan kurtulmuş, sadece kendisinin
mülkü olmuştur.
Demokrasi; 18. asırda insanlığın icat ettiği bir dizi entelektüel gelişimle birlikte
ele alınmalıdır ve ancak onlar varsa uygulanabilir. Mesela laiklik, eşitlik, akılcı ve
bilimsel düşünme, ulus kavramı, insan hakları, hukukun egemenliği, özgür birey,
aydınlanma.
Demokrasi Sistemi
Demokrasi; siyasal iktidara geliş, iktidardan gidiş ve iktidarı kullanmanın
kurallarının halk tarafından belirlenen bir sistemdir. Halkın, kendisinin koyduğu
kurumsal ve sistemsel yönetme ve yönetilme sistemidir. Yönetimin, kişilerin
değil, halkın malı olmasıdır. Demokrasilerde ülkenin ve yönetimin sahibi halktır.
Monarşiler ve dinsel sistemler demokratik değillerdir. Çünkü bu sistemler
yöneticilerin seçimle iktidara gelmek ve iktidardan gitmek ve iktidarı kullanmak
halkın isteğine dayalı değildir. Nitekim hiçbir peygamber halkın seçimiyle
tabandan değil, Tanrının atamasıyla üstten iktidara gelmişlerdir.
Demokrasi kişici değil, kurumcu bir sistemdir. Bu nedenle kişiler yönetimde ne
kadar çok devre dışı bırakılır ve sistem egemen olursa o sistem o kadar çok
demokratik olur.
Demokrasi ve Halk
Demokrasinin uygulanabilmesinin olmazsa olmaz şartı, demokratik yöneticilerin
yanısıra demokrat halkın varlığıdır. Demokrat halk; çağımızın tam teşekküllü,
müstakil ve bizatihi kişi olan bireyleriyle oluşur. Bu halk iktidarın bütün
icraatlarını her gün izler, okur ve kendi aklı ve algı kalıplarıyla anlar, analiz eder,
değerlendirir ve öz iradesiyle karar verir. İktidarın harcadığı paraların halkın
paraları olduğu bilincinde olur. Ve neticede sadece seçimlerde değil, yanlışları
gördüğü her zamanda konuşur. Konuşmayan insan olan “homo alalus” ve Fransız
Maurice Blanchot (1907-2003)’un, “Açıkça Konuşma Yeteneğinden Yoksun
Toplum” eserinde analiz ettiği toplumla demokrasi gerçekleşmez.
Demokrasinin uygulanabilmesi, demokratik halkın varlığını gerektirir. Halkı
demokratikleşmemiş ülkede yazılı sistem demokrasi olsa da pratiği monarşi
olmaktan kurtulamaz. Bu durumda, felsefi tanımıyla “demokrasi işlemez
(inoperosita)dir.” İşlemezlik durumu, demokrasi makinesinin boşta olarak
işlemeyişi, etkisizliğidir. Demokrasinin uygulanabilmesi, doğal potansiyel değil,
hümünal edimsel insan, Aristo’nun, De Anima adlı eserinde belirttiği entelektüel
(nous) halk gerektirir.
Demokrasi ve Ulus
Demokrasi ve ulus kavramları birlikte gider. Ulus; bir ülke içerisinde yaşayan
herkesin eşit vatandaş olmalarıdır. Vatandaşların; din, mezhep, etnik, cinsel,
sosyal ve ekonomik sınıf, ideoloji ayrımı olmaksızın ülkenin bütün resmi ve özel
olanaklarını elde etme fırsat eşitliğine sahip olmalarıdır. Ülkenin ortak alanının bu
zihniyetlerin hiçbiri ile dizayn edilmemesi nötr olmasıdır. Ulus kavramı;
ümmetten daha kapsayıcıdır. Çünkü ümmet dine dayalı sosyal ve siyasal toplum
oluşumudur. Ulus ise din dahil hiçbir zihniyete dayalı olmayan toplum yapısıdır.
Nötrdür.