DEMOKRASİ ve ŞEYHLİĞİN EKONOMİK NİTELİĞİ
“Şeyhlik; hem sevap hem kebap, duble menfaatçiliktir.”
Aslında şeyhlik, sadece ekonomik bir sistemdir. Zahmet çekmeden kolay ama çok
para kazanmaktır. Bu amacı içeren sadece dinsel değil, dinsizsel ekonomiyi ifade
eder. Bu yazımızda demokrasi ile uyumluluğunu tespit etmek amacıyla şeyhlik
zihniyetinin ekonomik niteliğinin analizini yapacağız. Bu analiz, demokratik
ülkelerde vuku bulmayan resmi yolsuzluk ve hırsızlık gibi haksız kazançların ve
ahlaki yanlışların neden Türkiye’nin siyasetinde, ekonomisinde ve sosyal
yaşamında meydana geldiğini de ortaya koyacaktır.
Modern Avcı-Toplayıcılık
İlkel insan, doğanın ürettiği ürünleri avlayıp toplayarak geçinirdi. Bu nedenle ona
avcı-toplayıcı denir. Şeyhlik zihniyeti de çağımızın avcı-toplayıcı sistemidir.
Başkalarının ürünlerini alarak geçinirler. Avcı toplayıcılık doğal hayvani bir
sistemdir ve insana kesinlikle zıttır. Heidegger şu tespiti yapar: “Bu durum,
insanın hayvanlaşması durumudur. Nitekim hayvan, sadece besin bulduğu çevre
ve avlandığı alanın bulunduğu grupla ilişki içindedir.”
Sermayesi/Başkasının Malı
Şeyhlik sisteminin sermayesi başkasının ürünleridir. Başkasının ürünleri içerisinde
genellikle Allah’ı ve ürünlerini kendisinin satacağı malı görür. Nitekim sattığı
fikirlerin hiçbirisi kendi ürünü değildir. Allah’ı dahi, kafir ilan edip hakir gördüğü
biliminsanlarının ve filozofların bilgi ve fikir ürünleri ile satar. Konuları değil de
kişileri konuşmak da şeyhlik yapısıdır. Konuların akıl yormak isteyen teknik
bilgiler boyutuyla değil, kişi, efsane, masal ve hikaye boyutlarıyla ilgilenir.
Sadece ağzı çalışır, ağızla iş yapar.
“Büyük akıllar fikirci, orta akıllar olaycı, küçük akıllar kişici olur.”
Başkasının malını satmak demek, çalıntı malı satmak demektir. Bir insan, hangi
psikolojik durumdadır ki, kendisinin olmayan, Allah’ın da olsa başkasının malını
satar? Hatta daha kötüsü, Allah’ın ve peygamberin kendisini satar? Şeyhlik
ekonomik sistemi; sermayesiz ve risksiz ama garantili ve çok kazanma ticaret
sistemidir. Çok tembel ama çok sahtekar ve tamahkar olma sistemidir;
birbirlerini tokatlarlar. Bu durumda tokatlama kaçınılmazdır.
“Sahtekarla tamahkarın buluşması durumunda tokatlama doğar.”
Şeyhlik ekonomi sistemi, oral yolla kişi ve ürünlerini satma işportacılığıdır.
Kendisinin fikir ve bilgi ürünleri yoktur. Hangi kişi olursa olsun, başkasını ve
ürünlerini satan kişi, şeyhlik zihniyetine sahip kişidir. Bu nedenle Atatürk satan
da Allah ve Peygamber satan da şeyhtir. Başka biliminsanlarının bilimsel
bilgilerini ve filozofların fikirlerini satan akademiya da şeyh zihniyetindedir
demektir. Fikir ve bilgi, zor olan kafa ile düşünerek üretilir. Akademiya, kafa ile
yapması gereken bilimi, dahi el ile kes-yapıştır yaparak zanaatkarlığa
indirgemiştir.
Allah ve Peygamber İşportacılığı
Ülkemizde en çok yapılan iş, Allah ve peygamber işportacılığıdır. Merdiven altı din
işportacıları yanında kendi alanında hiçbir icadı olmayan fizik profesörü de,
felsefe profesörü de Allah ve peygamber işportacılığı yapmaktadır. Satabileceği
kendisinin hiçbir ürünleri yoktur. Allah’ın bu evren ve içindekiler hakkında yabancı
biliminsanlarının tespit ettikleri teknik bilgiler, yine yabancı filozoflarının
ürettikleri fikirlerle ahret, ölüm gibi eserlerini satarlar. Bir insan, Allah’ı ve Onun
malını satma yetkisini kendisinde nasıl görür?
“Şeyhlik, Allah’ı retorik ve müzik meta malzemesine indirger ve satar.”
“Allah satan kişinin dindar, demokrat ve dürüst olacağını beklemek
saflıktır.”