dünyada arkaik din algısını sürdürmek imkansızdır. İçinde yaşadığı çağda geçmişi
sürdürmeye çalışanları insanlık yok etmektedir.
“Çoğulculuğun ve bireyselliğin egemen olduğu bir dünyada tek düze
dogmatizmin hiçbir çeşidine hayat yoktur.”
Dinler, kendileri değil, modernleşen özneler tarafından çağa adapte edilebilirler.
Adapteyi dinsel toplumlara “taşıyıcı araçlar”, olan çağdaş teolojiyi yakalamış din
alimleridir.
“Öğrenmek için hiç çaba sarf etmediği halde, kendisi için en önemli şeyin
din olduğunu söylemek en büyük yalandır.”
Kuran’ın getirmek istediği din tipinin, çağımızda insan aklının çapının ürettiği laik
özel din sistemi olduğu ortaya çıkıyor. Bu açıdan bakıldığında Kuran’ın, laik ve
Protestan dini algıyı getiren ilk kitap olduğu görülür. O, geldiği dönemdeki
mevcut müesses kamusal din anlayışına meydan okur.
“Çağımızda eski dinamikleri kullanmak, akıntıyı tersine çevirmeye
çalışmak olduğundan boşuna bir çabadır. Antropolojik olarak insanlık,
geçtiği aşamaya bir daha geri dönmemiştir.”