TÜRKİYE’NİN DİN TİPİ
Oksimoron, Antinomik
Türkiye, yazılı yasalarda çağdaşlık ve uygulamada geleneksel çağ dışılıktan
oluşan bir oksimoron ve antinomik karma din tipine sahiptir. Böylece yasalarında
dini kişisel bir mesele almasına rağmen kurumsal din uygulamaktadır. Bu din tipi,
Kuran’ınkine zıttır.
Türkiye bugün, Kuran’ın beş yüz yıl önce ve Protestanlığın çağımızda kaldırdığı
Ortodoksluğun ve Katolikliğin kurumsal din anlayışındadır. Her tarafı mabetle ve
bu mabetleri din adamlarıyla doldurmaktadır. İslam’ı, Yahudileştirme ve
Hıristiyanlaştırmaktadır.
Din adamlığı üretmek demek, peygamber replikası üretmek demektir. Çünkü
başkalarına ibadet önderliğini sadece peygamber yapabilir. Peygamberden
başkası bu göreve hangi cesaretle ve yetkiyle soyunabilir? Din adamlığının
ürettiği peygamber replikalığı, peygamber fotokopisi olan şeyhleri üretecektir.
“Din adamı üretmek, peygamber replikası üretme teşebbüsüdür.”
Kuran’dan mesnet bulunamadığı için mabet ve din adamlığı konularında bir sürü
hadis üretilmiştir. Hadis Usulüne göre; Kuran’da bulunmayan bir konu ile ilgili
bütün hadisler uydurma olmak zorundadır. Peki, insanlar neden Kuran’a değil de
hadislere itibar ederler? Menfaatlerine geldiği ve dini sömürmek içindir. İnsanlar
önce menfaatlerine uygun olan konuyu üretirler sonra ona dinden mesnet
uydururlar. Menfaatlerine gelmeyen ne Kuran ayeti ne de Peygamber hadisini
dinlerler. Kendilerini dine değil, dini kendilerine uydururlar.
“Kendilerini dine değil, dini kendilerine uyduranlar, dindar değil, dinsel
kişilerdir.”
“Dinsel kişi, yedi kocalı Hürmüz karakterinde olur.”
Türkiye bugün, Kuran’da bulunmayan, daha sonraları gelip Müslüman olan ama
Kuran’ın akıl çapına ulaşamayanların, ortaçağdaki Yahudilik ve Hıristiyanlığın
uygulamalarına öykünerek ürettikleri din tipini uygulamaktadır. Din görevlisi adı
altında din adamı sınıfı üretmiştir. Üstelik onu dış görünüşüyle toplumdan
kaportasal ayrıştırmak amacıyla ona “sünnet düğünü” kostümüne benzeyen
şatafatlı üniforma uydurmuştur. Günümüz Yahudiliği ve Hıristiyanlığı, bu
uygulamaları teoloji çöplüğüne atmıştır. Türkiye, bu haliyle insanlığın çizgisini
binlerce yıl geriden izlediğini göstermektedir.
“Türkiye bugün, insanlığın çağımızda teoloji çöplüğüne attığı teolojik
malzeme ile dinini anlamakta ve yaşamaktadır.”
Türkiye’de İlahiyat
Türkiye’de ilahiyat profesörü din adamlığı yapmaktadır. Profesörler VİP cenaze
imamlığı yapıyorlar, hac ve umre turları düzenliyorlar. Tanrıyı ve dini, insanlığın
çağımızın ulaştığı düşünsel düzeyde değil, avam düzeyiyle algılıyorlar. Şu anda
Türkiye’nin avam düzeyini kafa düzeyine çıkarmakla sorumlu ilahiyat
profesörlüğü, bu sorumluluğunu ifa edememeyi, dini, avam düzeyinde, ağızla ifa
edilen “oral terennümler” yaparak örtbas ediyor. Hâlbuki onun görevi, “moral
teoriler” üreterek avam düzeyini çağdaşlaştırmaktır.