anlamındaki “grafo” sözcüğünden türetilmiştir. Arapça “Allah” ve “Muhammed”
isimleri, Müslüman Türkler tarafından totem leştirme de ideograf olarak da
kullanılıyor.
Allah ve Muhammed İdeografisi
Allah ve Muhammed isimlerini Arapça yazarak duvarlara asmak demek,
ideogramlarla resmederek bir toplum yapmak istemek demektir. Kuran’ın başka
bir dile çevrilmesinin istenmemesi, “Allah’ın ontolojik hakikatine ancak Arapça
yazılmış işaretlerle ulaşmanın mümkün olduğunu söylemek,” demektir. “Arapça
işaretlerin yerine başkası konamaz, diller, birbirlerinin yerine kullanılamaz,
dolayısıyla Allah katında diller arasında eşitlik yoktur,” demektir. Yani Arap
olmayanların, Müslüman olabilmeleri için Arapça diline dahil olmaları gerekir. Bu
anlayışa göre; bir yabancı kişi, Arapçayı tam kavrayamayacağına göre, Arap
olmayanların, Müslüman olmaları imkânsızdır. Tıpkı kişinin, Hıristiyan
olabilmesinin yolunun, Latinceden geçmesi şartı gibidir.
Türkiye
Türkiye, kutsal hiyeroglifikonlardan etkileniyor ama zihinsel ideogramlardan
etkilenmiyor. Birincileri insanın duygularına, ikincileri ise düşünlerine hitap eder.
Türkiye duygulara hitap eden şeylerden etkileniyor çünkü pathosla algılayabiliyor
ama düşünlere hitap eden şeylerden etkilenmiyor. Çünkü zihinsel-logos algılama
yapamıyor. Duyguların etkilenmesi kısa zamanda olur ama bu etki kısa sürelidir
ve sürekli şırınga edilmesi gerekir. Düşünleri etkilemek uzun zaman alır ama
etkisi kalıcıdır ve düşünler bir kere oluşturulur. Allah ve Muhammed
hiyeroglifikonlarının bir yere asılması, orasını, kutsal yapıldığının işaretini vermek
içindir. Fakat onların asılı olduğu ve kutsal kabul edildiği yerlerde her türlü
yolsuzluk yapılır ve günah işlenir. Çünkü Allah, zihinsel olarak algılanmamıştır.
Kaligrafi Açısından Allah Yazısı
Kaligrafi; harfleri, güzel biçimler vererek yazma sanatı, güzel yazı sanatıdır.
Dekoratif amaçlı bir yazı stili olan kaligrafi ile estetik görünümler ortaya çıkarılır.
Allah’ın ismini Arapça kaligrafiyle resmetmek, Allah’ı nesne veya insan gibi
estetikleştirip görselleştirerek sunmaktır. Kaligrafi, Allah’ı elle biçimlendirip görsel
bir nesne yapıp göze hitap etmektir. Allah’ı insani işaret ve şekillere
indirgemektir. Bu, Allah’ı anlamsal tanımaya bir engeldir.
Tanrıyı İsmiyle Totemleştirmek
Türkiye, Allah ve Muhammed isimlerini Arapça yazılışlarıyla neseneleştirerek
totemleştirir. Böylece onları nesnel somutlaştırır. Yani Allah’ı ve Peygamberi,
düşünsel olarak değil, görsel olarak Arapça yazı şekilleriyle ve çizgileriyle
nesnelleştirerek algılıyor. Kabe’yi de Allah’ın nesnelleşmesi olarak görüyor.
Tanrıyı Nesnelleştirmek, Simgeselleştirme, Somutlaştırma
Türkiye’nin algısında tanrısını, peygamberini, kutsal kitabını hatta dinsel
şahsiyetlerini ikonlaştırarak totemleştirdiği böylece nesneleştirdiği görülür.
İkonlaştırma simgeselleştirme ve somutlaştırmadır. Bir şey
simgeselleştirildiğinde, asıl dokusundan koparılır. Ona “güç” gibi hayallerimizi
yükleriz ki bu, onun asıl gerçekliğiyle alakası yoktur. İşte bu gücü ürettiğimizde
onu insanları sömürmek için kullanabilir hale geliriz.
“Bir şeyin simgeselleştirilmesinde şiddet yüklü bir yön vardır.” Hegel