“Lut’a da peygamberlik verdik. Bir zamanlar halkına şöyle demişti:
“Siz, göz göre göre fuhuşa nasıl geliyorsunuz? Kadınları bırakıp
şehvetle erkeklere mi geliyorsunuz? Açıkçası siz arzularına uyan
inatçı bir güruhsunuz.” Buna güruhun cevabı “Şu Lut ve
taraftarlarını ülkenizden kovun. Kendileri çok temiz insanlar ya!”
demekten başka bir şey olmadı. Bunun üzerine Lut’u ve
beraberindekileri kurtardık. Ancak karısının geride kalanlar
arasında olmasını uygun gördük. Onların üzerine öyle bir şey
yağdırdık ki, bir görseydin, uyarılıp durdukları halde aldırış
etmeyenlerin üzerlerine yağan ne berbat bir şeydi! (Neml: 54-58)
Lut kıssası anlatılırken kullanılan fuhuş, habâis, seyyiât, fısk, zulüm, cehl,
musrif, rics gibi tabirler başka peygamberler anlatılırken de kullanılır. Lut
kıssasında ek olarak “Kadınları bırakıp erkeklere gelmek” tabiri geçer.
Öyle anlaşılıyor ki Lut kavminin ileri gelenlerinin tıpkı eski Fars, Emevi,
Abbasi, Osmanlı’da olduğu gibi ayş u tarab (işret, eğlence, şarap, oğlan)
meclisleri vardı. Burada türlü eğlenceler düzenleniyordu. Oğlancılık tabir
edilen iş de, bu nadiyelerin/meclislerin vazgeçilmeziydi.
Şurası unutulmamalı ki Kur’an’ın fuhuş, şarap, oğlancılık, kumar, ziyneti
(zenginlik) gösterme, altını biriktirme gibi işlere karşı çıkmasının kökünde
yatan esas sebep sınıfsaldır. Çünkü bunlar genellikle sömürücü üst
sınıfların işret meclislerinin vazgeçilmezlerindendi. Buradan bunları alt
sınıflar işlerce caizdir anlamı tabiî ki çıkmaz. Ama bunlar tarih boyunca hep
sarayların olmazsa olmazları olduğu herkesin malumudur.
Lut kavminde nasıl bir şeyin olduğunu anlamak isteyenler, Halil İnalcık’ın
Has Bağçe’de Ayş u Tarabkitabını okumalıdır. Aynısının Osmanlı
versiyonunu görecekler. Keza Evliya Çelebi 17.yüzyıl Osmanlı’sında
eşcinsellerin (hizyân) esnaftan sayıldığını ve başlarında subaşılarıyla
padişahın önünden 500 kişilik bir gurup halinde resmigeçit yaptıklarını
seyahatnamesinde anlatır.
Sonuç olarak Lut kıssasının esas konusu zorbalık ve zulümdür.
Nitekim “Onlar çok zalimlik ettiler” deniyor. Zulüm hak yemek demektir.
Bir yerde zulüm olması için dayatma, baskı, yasaklama, engelleme, yol
kesme, ev basma, vurma, öldürme, çalma vs. olması gerekir. Lut
kavminin ileri gelenleri bütün bunları yapıyordu. Ayetler hep onu anlatıyor.
Oğlancılık kavmin ilere gelenlerinin yaptıklarından sadece birisiydi. Helak
olmalarının sebebi bunu dayatmaları, zorla herkesi kendi heva ve
heveslerinin nesnesi haline getirmeye kalkmalarıydı.
Bütün bunlardan Kur’an’ın eşcinsel ilişkiyi başkasına dayatma ve zorlama
olmadığı takdirde onayladığı anlamı çıkmaz. Kur’an’ın kendi inananlarından
eşcinsel (homoseksüel) değil; karşıcinsel (heteroseksüel) ilişki istediği
ortada. Kur’an erkeklerin karşı cinslerini (kadınları) bırakıp hemcinslerine
(erkeklere) yönelmelerini hoş görmüyor. Yukarıdaki ayetlerde bu apaçık
ortadadır. Buradan kadınlar için de aynı durum söz konusu olur. Yani
kadınlar da erkekleri bırakıp kadınlara gitmemelidir.
Burada mesele böyle yapmayanların, öyle olmayanların ne olacağıdır?