TEVFİK FİKRET

Yiyin, efendiler yiyin; bu içşenliği sofra sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Bütün bu nazlı beylerin ne vars ...

Yiyin efendiler yiyin; bu can dirilten sofra sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Verir zavallı memleket, verir ...

Yiyin, efendiler yiyin; bu cünbüşlü sofra sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Taha Toros Arşivi, 001508513006 ...

HAYÂT Bugün hayâtı, müselsel bir ihtiyâç-ı siyâh; bugün seâdeti, gafil bir iştiyâk ı tebâh; bugün tenefffüsü, yorgun, kadîd bir ...

Hayır, bu zehrime sen vâris olma, evlâdım; yarın, ümîd ediyorlar ki, bir genişçe adım, bir atlayış, — ne diyorlardı pek-de anlam ...

Bugün yorgun soluyan, ipince bir sürü “âh!” ile dolu bu toplum; Bugün ağulanmış bir sevincin kuyusunda yüzen Bugün doğan çocuğun ...

Hayır, bu ağularımı alma sen, çocuğum! Yarın, umudla doludur, bir genişçe adım, Bir atlayış, -ne diyorlardı pek de anlamadım- Ha ...

KÜÇÜK ASKER Küçük asker, silah elde Kahramanca ilerliyor Karşısında bütün belde "Kahramanım, yaşa!" diyor.. Küçük asker, küçük a ...

Minimini omuzların Taşıyacak yarın tüfek; Tüfek değil, vatan yarın O omuza yüklenecek.. Küçük asker, küçük asker! Vatan senden g ...

MAİ DENİZ Sâf ü râkid... Hani akşamki tagayyür, heyecân? Bir çocuk rûhu kadar pür-nisyân, Bir çocuk rûhu kadar şimdi münevver, l ...

Şiiri Ceyhun Atuf Kansu, Tevfik Fikret'in deyişine bağlı kalarak, bugünkü Türkçe ile, şöyle söylemiş: MAVİ DENİZ Duru durgun... ...

MİLLET ŞARKISI Çiğnendi, yeter, varlığımız cehl ile kahre; Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz. Birlikte bugün bulmalıyız de ...

Vaktiyle baban kimseye minnet mi ederdi? Yok, kalmadı, hâşâ sana zillet pederinden Dünyâda şereftir yaşatan milleti, ferdi; Silk ...

NEF’Î Bir yağız çehre çatılmış iki hançer: Kaşlar; yine hançer gibi keskin iki mağnâlı nazar... Yâd-ı ulvîsi hayâlimde bu sîmâyı ...

Âks-i âvâze-i heycâ gibi eyler izhâr bir derîn gulgule nazmında hurûş-i efkâr. Sanki bir mağreke, bir mağreke-i cûşâcûş: sıyt-ı ...

Ooh, ey muğcizedâ şâir-i şâyeste gurûr, inliyor nây-ı beyânında nevâ-yi mansür. Anlamazlar o tehevvür, o şikâyât nîçin dahledenl ...

gene hançer gibi keskin mânalı iki bakış... Onun yüce hâtırası hayâlimde bu sîmâyı taşır bence Nef'î’ye bu heybetli çehre yaraşı ...

Büyülü kaleminden çıkan hünerin gürlüğü bambaşkadır, mucizeli dudaklarında sözler sanki canlanır, coşar. Anlatışının derinliğind ...

Safları kıran, canları deviren kükremiş filin hamlesi, ağır topuzların saldırışı, kılıç ve mızrakların çarpışları. Harb davullar ...

O şiddet ve şikâyetlerin niçin olduğunu anlamıyanlar senin o pek yüksek feryatların yüzünden sana kıydılar. Sendeki arslan yüreğ ...